0312 430 57 97

Faydalı Bilgiler

İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan Alacak Davası - 1

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ 

ESAS NO    : 2017/4004 

KARAR NO    : 2017/3312

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
K A R A R 

 

BAŞKAN        : ŞAHİN ÇİL             (33467)

ÜYE                 : DR.ÖZGÜL ÖZKAN ÜRÜN  (38433)

ÜYE                 : FÜSUN BENLİ         (38794)

KATİP              : İLKAY ELMALI         (169079)

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ    : ANKARA 43. İŞ MAHKEMESİ

TARİHİ        : 21/03/2017

NUMARASI  : 2016/1309 2017/464

DAVACI    : ...........................      

VEKİLİ    : Av. BÜLENT MUGAN Ziya Gökalp Caddesi 30/21 Kızılay /   ANKARA

DAVALI    : 1 -......................

VEKİLİ    : ...................

DAVALI    : 2 -.........................

VEKİLİ    : .........................

DAVANIN KONUSU    : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan)

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:

Davacı vekili  dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin aralarında  organik bağ  bulunan davalı şirketlerinin Rusya'da bulunan şantiyesinde demirci ustası olarak çalıştığını, iş  sözleşmesinin  davalı işveren  tarafından  haksız feshedildiğini ,  işyerinde  fazla çalışma  yaptığını ,  hafta  tatilleri  ile  ulusal  bayram genel  tatil günlerinde  çalışmaya  devam ettiğini  ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar  verilmesine  talep  ve  dava etmiştir .

Davalı ............................ vekili cevap dilekçesinde özetle müvekkili şirketin Rusya Federasyonunda kurulduğunu, bu  nedenle uyuşmazlığın çözümünde   Rusya Federasyonu hukukunun uygulanması gerektiğini, çalıştığı ülke olan Rusya ile Türkiye arasında Sosyal Güvenlik anlaşması bulunmadığından çalışmalarının ancak Türkiye İş  Kurumuna yazılacak müzekkere ile ortaya çıkabileceğini, davacının belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını ve iş sözleşmesinin projenin sona ermesi nedeniyle  kendiliğinden son bulduğunu, tüm alacaklarının ödendiğin ileri sürerek davanın reddine  karar  verilmesi  gerektiğini  savunmuştur. 

Davalı .................................... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirkete  bağlı  çalışmasının  bulunmadığını , bu  nedenle  davalı  şirkete yönetilemeyeceğini, davalı şirketler  arasında idari ve  mali açıdan bir bağın  olmadığını,  alacak kalemlerinin işçinin  çalıştığı ülke mevzuaatına göre değerlendirilmesi gerektiğini,  ve  davacının fahiş tutardaki aylık ücret miktarına  ilişkin  iddiasını kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesi talebinde  bulunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :

İlk derece Mahkemesi tarafından ,; "... davacının Türk uyruklu ve davalının da Türt Ticaret Sicilinde  kayıtlı işveren olması nedeni  ile uyuşmazlığın çözümünde Türk Hukuku  uygulanması gerektiği , dosya içerisende bulunan 25.05.2015 ve 27.01.2016 tarihli ticaret sicil gazetesi kayıtları  içeriğine  göre davalı şirketlerin  adreslerinin  aynı  olduğu  ve    her iki davalı şirkette de Ferit Seyfi Yağmuroğlunun ortak ve imzaya yetkili olduğu tespit edildiğinden her iki davalının birlikte sorumluluğu bulunduğu sonucuna varıldığı, davacının iş sözleşmesinin iş bitimi nedeniyle sona erdiği , davacının  kıdem  ve  ihbar  tazminatına hak  kazandığı , davacının  fazla çalışma , ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili  çalışma  iddiasını  tanık  beyanları  ile  ispatladığı ..." gerekçesi  ile "...Davanın KABULÜNE..."  karar verilmiştir.

İSTİNAF YOLUNA BAŞVURAN:    Karara karşı davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İSTİNAF SEBEPLERİ :

Davalı ................................... vekili istinaf dilekçesinde; davacının İş Kur hizmet sözleşmesi ile belirli süreli istihdam edildiğini, iş sözleşmesi süre bitimi  nedeni ile  sonlandığından kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamadığını, davacının aylık ücret  miktarına  ilişkin  iddiasını  ispatlayamadığını, ücretin  dosya  içerisinde  mevcut  bordrolara  göre  belirlenmesi  gerektiğini,  yabancı  para  üzerinden  belirlenen  net ücretin brüt ücrete çevrilemeyeceğini, hükme  esas  alınan  bilirkişi raporunda günlük yemek ve barınma gideri fahiş  belirlendiğini , ve  davacının  fazla  çalışma,  hafta  tatili  ve  ulusal  bayram  genel  tatil  ücretlerinin  ödendiği  husunun ücret  bordroları  içeriği ile  sabit  olduğunu  ileri sürmüştür.

Davalı ....................................... Vekili ilgili  yerel mahkeme kararına  ilişkin; organik bağ kavramından yola çıkılarak müvekkili şirketin  işçilik alacaklarından diğer  davalı  şirket ile  birlikte sorumlu tutulmasının isabetsiz  olduğunu, davacının aylık  ücret miktarına  ilişkin iddiasının gerçeğe  uygun  olmadığını, hesaplamaların  ücret  bordrolarında gösterilen saatlik ücret miktarı üzerinden yapılması gerektiğini, Rusya Federasyonu ile Türkiye arasında sosyal güvenlik anlaşması bulunmadığından, Rusya’da yabancı  şirket bünyesinde çalışan işçiler adına SGK primleri yatırılamayacağını,  bu  nedenle davacının brüt ücretnin SGK  primi eklenerek belirlenmesinin isabetsiz olduğunu, ayrıca günlük yemek ve barınma giderinin fahiş  miktarda  tespit  edildiğini,  dosya  içerisine  ibraz edilen  ücret  bordroları içeriği  ile  davacının hak kazandığı  fazla  çalışma,  hafta  tatili ve  ulusal  bayram genel tatil ücretlerinin ödendiği  hususun ispatlandığını ve  kararın  hüküm kısmında yer alan alan  alacak  kalemlere işletilecek olan faiz türünün hatalı belirlendiğini  ileri  sürerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

GEREKÇE:

İstinaf nedenlerine göre, taraflar arasındaki öncelikle davada Türk Hukukukun uygulanıp uygulanamayacağı ve husumet noktasında uyuşmazlık  bulunmaktadır.

5718 sayılı Türk Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un  “kamu düzenine aykırılık” başlıklı 5. maddesinde “Yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz gerekli görülen hâllerde Türk hukuku uygulanır” yönünde düzenleme  bulunmaktadır.

İş Sözleşmelerine Uygulanacak Hukuk Hakkında Kanunu'nun 27. Maddesinde ise

 “(1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgari koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.    

(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.    

(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.    

(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir” kuralı öngörülmüştür. 

Yurt dışında hizmet alanında faaliyet yürütmek için bulunduğu ülke mevzuatına göre işyeri açan ve işveren olan Türk vatandaşlarının, bu işyerinde çalışmak üzere Türkiye’den çalışmak üzere Türk vatandaşı gerçek kişileri işçi sıfatı ile götürdükleri ve bunun genelde Türkiye İş Kurumu vasıtası ile yapıldığı bilinmektedir. Ancak çoğu zaman Türk vatandaşı işçiler Türkiye bağlantılı şirketler vasıtası ile kurum kayıtları yerine getirilmeden turist vizesi ile çalıştırmak üzere götürülmekte ve yurt dışındaki ülke mevzuatı ile kurulan şirket işçisi olarak çalıştırılmaktadır. İş hukukunun emredicilik yönü ve işçinin korunması ilkesi uyarınca yabancılık unsuru taşıyan bu tür uyuşmazlıklarda  Türk vatandaşı olan işçinin kamu düzeni de dikkate alınarak yurt dışına gönderilmesinde gönderen kişi ya da şirketin yurt dışındaki yabancı şirket ile  arasında organik bağda  bulunması  halinde Türkiye’de kişi veya kişiler işçinin işvereni kabul edilerek sorumlu tutulmaktadır.Belirtilen yasal ve hukuksal gerekçelere göre davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğu dosya içerisinde mevcut belge içeriklerinden anlaşıldığından uyuşmazlığın Türk Hukuk mevzuatına göre çözümlenmesinde  ve davalı şirketlerin birlikte sorumlu  tutulmasında  yasaya  aykırı  yön  görülmemiştir 

Davacı tarafça yapılan işin niteliği ve çalışmanın süreklilik arzetmesi nedeniyle taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirsiz süreli sözleşme olduğu, iş bitimi nedeniyle gerçekleştirilen feshin haklı nedene dayanmadığı sabittir. Davalıların  bu  husustaki istinaf itirazları da  yerinde  değildir .

İşveren, tespit edilen temel ücretin fahiş olduğunu ve yabancı para cinsi üzerinden  belirlenen net ücretin brüte  çevrilmesinin  yasal dayanağı  bulunmadığını  ileri  sürmüştür. Emsal ücret araştırma sonuçları  ve tanık anlatımı  içeriği  ile  mahkemece kabul edilen temel ücretin dosya kapsamına uygun belirlendiği görülmektedir.Ayrıca 5510 sayılı Sosyal Sigortalar  Kanun gereğince Sosyal Güvenlik Anlaşması imzalamamış ülkerde çalışmak  için Türk işverenlerce götürülen Türk işçilerin kısa vadeli sigorta ve genel sağlık sigortası  primlerinin işverenleri  tarafından Türkiye  ödenmesi gerekmektedir. Türkiye - Rusya  Çifte  Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının 15/c maddesinde" Ödeme, işverenin diğer akit Devlette sahip olduğu bir iş yerinden veya sabit bir yerden yapılmazsa  yalnızca ilk  bahsedilen Devlette vergilendirilecektir" yönünde düzenleme  bulunmaktadır. Somut  uyumazlıkta,  davacının  ücretlerinin  Türkiye'de  ödendiği  sabitti, ücret  gelir  vergisine  tabi olduğundan  net  ücretin  brüte  çevrilmesinde  de  isabetsizlik  yoktur 

Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda kıdem ve ihbar tazminatı hesaplamasına esas alınan  giydirilmiş  brüt  ücret  miktarının ATO tarafından  bildirilen  günlük yemek ve  barınma  gideri miktarı esas  alınarak tespit edildiği ve esas alınan miktarın emsal nitelikteki dosyalarda Yargıtay  tarafından  benimsenen   barınma  ve  yemek  gideri miktarlarının çok üzerinde olduğu görülmektedir.Yurt dışındaki şantiyelerinde çalışan işçilere aylık 150,00 USD yemek ve barınma yardımı yapıldığı kabul edilerek giydirilmiş ücret belirlenmiş dosyalar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş olmakla davacının giydirilmiş ücretinin buna göre tespiti gerekmektedir. 

Davacının brüt ücreti 3.497 USD'dir.150 USD barınma ve yiyecek yardımının eklenmesi ile giydirilmiş ücreti 3.647 USD olarak belirlenmelidir. Fesih tarihindeki kur üzerinden  yapılan  hesaplamaya göre  davacının  ücreti ilgili tarihteki  kıdem tazminatı tavanını aştığı ve hükme  esas alınan bilirkişi raporunda Kıdem tazminatının tavan hesabına hesaplandığını anlaşıldığından, işçinin kıdem tazminatı alacağında bir değişiklik olmadığı  dikkate  alınmıştır. 

İhbar tazminatı ise, 3.647 USD /30x 56 = 6.807.73 USD  olarak resen  hesaplanmıştır.

Öte  yandan , davalı tarafça  bilirkişi  raporu  düzenlendikten  sonra  ibraz  edilen itiraz dilekçesi ekinde 2014 yıllarına ait imzalı puantaj kayıtları  ile ücret bordrolarının  sunulduğu  ve ilgili  bordrolarda  fazla  mesai, hafta  tatili  ve ulusal  bayram  genel tatil ücret alacakları tahakkuku bulunduğu görülmektedir.İlk derece mahkemesi tarafından ödeme belgesi niteliğindeki bu belgelerin dikkate alınmaması isabetsiz olduğundan  hükme esas alınan bilirkişi raporunda  ilgili  dönemler  için  belirlenen  miktarlar  dışlanarak  ve % 30  oranında  hakkaniyet  indirimi   uygulanarak  resen  hesaplama yapılmıştır.

Davacının  hak kazandığı fazla çalışma ücret  alacağı 10.555.30 USD, Ulusal  bayram  genel tatil ücret alacağı 624.16 USD ve  Hafta  tatili ücret  alacağı 3.395.66 USD olarak  belirlenmiştir. 

  Ayrıca  3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre "  Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır." hükmü doğrultusunda o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı olması gerektiğinden davalılar vekilinin istinaf başvurusunun bu yönden de  kabulü  gerekmiştir.

Tüm  dosya  kapsamına  göre  yapılan  inceleme   sonucunda, davalılar  vekillerinin istinaf başvurularının yukarıda  izah  olunun nedenlerle  kabulüne karar  vermek  gerekmiş ve aşağıda  yazılı  şekilde  hüküm  kurulmuştur.       

HÜKÜM  :    

I-Davalılar  vekillerinin istinaf başvurularının HMK 353/1-b.2 maddesi gereğince KABULÜ İLE İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ  KALDIRILMASINA,

II- Davanın  KISMEN KABULÜ  İLE ,

1-Davacının hak  kazandığı Brüt 6.426.26 USD kıdem tazminatı alacağının aktin feshi tarihi olan 15.09.2015 tarihinden 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca, Devlet Bankaları’nın Amerikan Doları ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmak suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,

2-Davacının hak kazandığı Brüt 6.807.73 USD ihbar tazminatı alacağının 1.000,00 USD sinin dava tarihi olan 22.09.2016, kalan tarihin ıslah tarihi olan 13.03.2017 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca, Devlet Bankaları’nın Amerikan Doları   ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmak suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,davacının  bu  talep  yönünden fazlaya  ilişkin  isteminin reddine, 

 3-Davacının hak kazandığı Net 10.555.30 USD fazla çalışma ücreti alacağının  alacağının 1.000,00 USD sinin dava tarihi olan 22.09.2016, kalan tarihin ıslah tarihi olan 13.03.2017 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca, Devlet Bankaları’nın Amerikan Doları  ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmak suretiyle  davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının  bu  talep  yönünden fazlaya  ilişkin  isteminin reddine, 

4-Davacının hak  kazandığı Net  624.16  USD UBGT ücreti alacağının 100,00 USD sinin dava tarihi olan 22.09.2016, kalan tarihin ıslah tarihi olan 13.03.2017 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca, Devlet Bankaları’nın Amerikan Doları ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmak suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının  bu  talep  yönünden fazlaya  ilişkin  isteminin reddine, 

5-Davacının hak  kazandığı Net3.395.66  USD hafta tatili ücreti  alacağının 100,00 USD sinin dava tarihi olan 22.09.2016, kalan tarihin ıslah tarihi olan 13.03.2017 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca, Devlet Bankaları’nın Amerikan Doları   ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmak suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının  bu  talep  yönünden fazlaya  ilişkin  isteminin reddine, 

6-Brüt olarak hükmedilen  alacaklar  yönünden  yasal  kesintililerin  infaz  aşamasında  dikkate  alınmasına, 

7-Hüküm tarihinde  yürürlükte  bulunan  Harçlar Tarifesi  gereğince  kabul edilen miktar üzerinden %0.68,31 oranında belirlenen 7.275.62 TL harcın davacı tarafından yatırılan peşin  harç ve  ıslah harcı toplamı 1.916.23 TL  ile  davalılar  tarafından  istinaf kanun yoluna başvuru  sırasında  yatırılan  toplam  2.281.28 TL harcın mahsubu  ile   bakiye 3.078.11 TL harcın  davalılardan  müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat  kaydına, 

8- Davacı tarafça  sarf  edilen 500.40 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre belirlenen 377.16 TL'si ile peşin olarak alınan 1.916.23 TL harcın davalılardan  müştereken ve müteselsilen alınarakalınarak davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına, 

9-Davacı davada  kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden A.A.Ü.T göre hesap edilen 17.140.50 TL nispi vekalet ücretinin  davalılardan  müştereken ve müteselsilen alınarak  davacıya verilmesine,

10-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden asıl davada reddedilen miktar üzerinden A.A.Ü.T göre hesap edilen 4.167.69 TL nispi vekalet ücretinin  davacıdan alınarak  davalılara  verilmesine,

Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/12/2017 tarihinde kararın tebliğinden itibaren  8 gün  içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile  karar verildi. 

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 29/12/2017         

Şahin ÇİL         DR. Özgül ÖZKAN ÜRÜN          Füsun BENLİ               İlkay ELMALI

  BAŞKAN                         ÜYE                                 ÜYE                            KATİP    

    33467                              38433                             38794                               169079



Büromuz müvekkilleri ile uzun soluklu, güven esaslı iş ortaklıkları kurmayı, hizmetlerini müvekkillerimizin değişen ihtiyaçlarına uygun olarak geliştirmeyi ve yenilikçi, kaliteli hizmetler sunuyor.
Mustafa Kemal Mah. Maidan İş ve Yaşam Merkezi 2118. Cad. C Blok No:20 Çankaya/ANKARA
0312 430 57 97
info@muganhukuk.com