0312 430 57 97

Faydalı Bilgiler

İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan Alacak Davası- 5

T.C.
ANKARA 
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
 9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO    : 2020/130 

KARAR NO    : 2020/134

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
   K A R A R 

 

BAŞKAN   : SİBEL BIÇAKLI      (36836)

ÜYE        : DR. ALTAN SELMİ      (39939)

ÜYE        : ALİ BULUT      (104867)

KATİP        : YASİN İLISU      (222397)

 

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ    : ANKARA 18. İŞ MAHKEMESİ

TARİHİ        : 22/10/2019

NUMARASI        : 2016/280 2019/438

DAVACI  : .....................

VEKİLİ   : Av. BÜLENT MUGAN      

DAVALI: ...................

VEKİLİ     : ................ 

DAVANIN KONUSU    : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan)

Mahalli mahkemesinden verilen karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, dosya incelendi.

I-TARAFLARIN TALEP VE CEVAPLARININ ÖZETİ:

TALEP :

Davacı vekili, davacının  davalı şirketin Cezayir'deki stadyum şantiyesinde çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini, normali aşan çalışmalar olmasına rağmen ücretinin ödenmediğini iddia ederek ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini istemiştir.

CEVAP :

Davalı şirket vekili, davacının bir yılın altında süre Cezayir'deki şantiyede çalıştığını, istifa ederek işten ayrıldığını, iddia ettiği ücretin doğru olmadığını, brüt ile net ücret farkına sadece SGK priminin neden olduğunu, davacının normali aşan çalışmalarının ücretlerinin bordrolarla ödendiğini, normali aşan çalışmaların ücretin içinde olarak kararlaştırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

II-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:

Mahkemece dosya kapsamındaki delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davacının iddia ettiği tarihler arasında davalı şirketin yurt dışı şantiyesinde çalıştığı, iş sözleşmesinin haksız feshedildiği, fazla çalışmaları ile tatil çalışmaları olduğu, ancak ücretinin ödenmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

III- İSTİNAF SEBEPLERİ:

Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacının ücretinin tamamının bankaya yattığını, aksi yönde davacı beyanı da bulunmadığını, davacıya banka kanalıyla yapılan ödemeler içinde fazla çalışma ile tatil çalışması ücretleri de olduğunu, buna göre rağmen 1800 usd ücretin kabulünün hatalı olduğunu, davacı tanığının davasının bulunduğunu, bilirkişi raporunda tespit edilen ödemelerin bordroya göre fazla çalışma ile hafta tatili çalışması karşılığı olduğundan mahsubu gerektiğini, davacının fazla çalışma ile hafta tatili çalışmalarının bordrolarla ödendiğini, davacının istifa ederek işten ayrıldığını ileri sürmüştür

IV-DAİREMİZ GEREKÇESİ:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355/1 maddesi uyarınca başvuranın sıfatına göre istinaf sebepleri ve kamu düzenine aykırılık halleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede; 

Davacının iş sözleşmesinin kim tarafından feshedildiği taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.

İşçinin iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı neden olmaksızın feshedilmesi durumunda işçi kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanacaktır. İstifa dilekçesinin baskıyla alındığın ispat edilmesi durumunda iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiği şeklinde değerlendirilmelidir.

Somut olayda davacı iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı bir neden yokken feshedildiğini ileri sürerken davalı davacının istifa ederek işten ayrıldığını savunmaktadır. Dosyada istifa dilekçesi bulunmakta ise de bu dilekçedeki ifadelerin serinin diğer dosyalarında yer alan istifa dilekçeleriyle aynı olduğu, serinin bazı dosyalarında istifa tarihinin yurda giriş ve çıkış kayıtlarıyla tutarsızlık gösterdiği, bu çelişkinin ise davacı tanıklarının yurda izin için geldikten sonra  izin dönüşü biletlerinin iptal edilerek çıkışlarının verildiği ifadeleriyle örtüştüğü anlaşıldığından davacının iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğinin kabulü yerinde olup davalının bu yöne ilişkin istinaf talebi isabetsizdir.

Davacının fazla çalışma, hafta tatili çalışması ile ulusal bayram ve genel tatil çalışması yapıp yapmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.

İşçi fazla çalışma, hafta tatili çalışması ile ulusal bayram ve genel tatil çalışması yaptığını ispat etmek zorunda olup işçi bu ispat külfetini yerine getirirken çalışma sistemine dair yazılı delil bulunmaması halinde tanıkla ispat yoluna gidebilir. İşçi tarafından ispat külfeti yerine getirildiğinde işveren bu çalışmaların ücretlerini ödediğini yazılı delil ya da yazılı delile eşdeğer başka delille ispat etmek zorundadır.

Somut olayda, davalı tanık beyanları da dikkate alınıp işin niteliğine de uygun düştüğünden davacının ayda iki hafta tatilinde çalıştığı, dini bayramlar ve yılbaşı hariç diğer tatillerde çalıştığı ve çalışma saatlerinin 08:00-17:30 saatleri arası olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda iş sözleşmesinde yer aşan fazla çalışmaların ücrete dahil olduğu hükmünün dikkate alınarak yıllık 270 saati aşan fazla çalışma ücretinin tespit edildiği, aşmayan dönem için ise bordrodaki fazla çalışma saati ile sınırlı olarak ücret farkından kaynaklanan fazla çalışma ücretinin belirlendiği, imzasız bordrolarda yer alan fazla çalışma ile hafta tatili çalışma ücretlerinin yapılan hesaplamada mahsup edildiği anlaşıldığından mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespitlerde bir isabetsizlik olmaması nedeniyle davalının bu yöne ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir.

Davacının ücretinin miktarı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.

4857 sayılı İş Kanununda 32'nci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır

Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Ancak bu noktada, 4857  sayılı İş  Kanunun 8'nci ve 37'nci maddelerinin, bu konuda işveren açısından bazı yükümlülükler getirdiği de göz ardı edilmemelidir. Bahsi geçen kurallar, iş sözleşmesinin taraflarının ispat yükümlülüğüne yardımcı olduğu gibi, çalışma yaşamındaki kayıt dışılığı önlenmesi amacına da hizmet etmektedir. Bu yönde belgenin verilmiş olması ispat açısından işveren lehine olmakla birlikte, belgenin düzenlenerek işçiye verilmemiş oluşu, işçinin ücret, sigorta pirimi, çalışma koşulları ve benzeri konularda yasal güvencelerini zedeleyebilecek durumdadır. Çalışma belgesi ile ücret hesap pusulasının düzenlenerek işçiye verilmesi, iş yargısını ağırlıklı olarak meşgul eden, işe giriş tarihi, ücret, ücretin ekleri ve çalışma koşullarının belirlenmesi bakımından da önemli kolaylıklar sağlayacaktır. Bu bakımdan ücretin ispatı noktasında delillerin değerlendirilmesi sırasında, işverence bu konuda belge düzenlenmiş olup olmamasının da araştırılması gerekir.

Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. 

Somut olayda davacının iddia ettiği ücretle davalının savunduğu ve davalı tarafından dosyaya sunulan yurt dışı hizmet sözleşmesindeki ücretlerin birbirinden farklı olduğu ve ücret konusunda uyuşmazlık olduğu görülmektedir. Ücret araştırmasında Ankara İnşaat Sanatkarları Esnaf Odası 3.000,00 usd ücret bildirmiştir. Bordrolar imzasız olup savunma doğrultusundadır. Banka kayıtları ile de fazla çalışma ile tatil çalışması ile beraber davacıya 1800 usd ile 3500 usd arasında değişen ödemeler yapıldığı görülmektedir. Davacı tanığı davacının saatliği 8,00 usd üzerinden çalıştığını beyan ederken davalı tanıkları davacının 1500-1600 usd ücret aldığını beyan etmişlerdir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacın ücreti davacı tanığı beyanı doğrultusunda 1800 usd olarak kabul edilmiştir. Bu ücret seviyesi ise davalının savunmasının yurt dışı sözleşme ile çelişmesi, diğer delillerle desteklenmesi ve savunma ile de arada fazla bir fark olmaması, yapılan işin niteliğine de uygun düşmesi sebebiyle yerinde olup davalı istinaf talebi isabetsizdir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu; ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalının istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

V-HÜKÜM:

1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince  ESASTAN REDDİNE, 

2-İstinaf Karar harcı bakımından;  alınması gerekli  1.479,58 TL harçtan  peşin alınan 360,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.118,78 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,  

3-Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 333. maddesi uyarınca kullanılmayıp kalan gider avansının olması durumunda sarf edene iadesine, 

4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

5-Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine ve harç tahsil müzekkeresi yazılmasına ilişkin işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 9. maddesi yollamasıyla Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362-I-(a) maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 04/02/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

        

 

 

 

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/02/2020

 

                

Sibel BIÇAKLI

 Başkan

 36836

 

Altan SELMİ

 Üye

 39939

 

Dr. Ali BULUT

 Üye

 104867

 

Yasin İLISU

 Katip

 222397

 

 

 

 

 



Büromuz müvekkilleri ile uzun soluklu, güven esaslı iş ortaklıkları kurmayı, hizmetlerini müvekkillerimizin değişen ihtiyaçlarına uygun olarak geliştirmeyi ve yenilikçi, kaliteli hizmetler sunuyor.
Mustafa Kemal Mah. Maidan İş ve Yaşam Merkezi 2118. Cad. C Blok No:20 Çankaya/ANKARA
0312 430 57 97
info@muganhukuk.com